İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı: Dağılma, Modernleşme ve Veda (1792 - 1922)

1792 Yaş Antlaşması ile başlayan ve 1922’de Saltanatın kaldırılmasıyla son bulan "Dağılma Dönemi", Osmanlı İmparatorluğu’nun var olma savaşı verdiği son perdedir. Tarihçi İlber Ortaylı’nın "İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı" olarak tanımladığı bu dönemde Osmanlı Devleti; Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirmiş sömürgeci Avrupa devletleri ile baş etmeye çalışmış, Fransız İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik akımıyla içeriden parçalanmış ve "Hasta Adam" yaftasına rağmen "Denge Politikası" ile ömrünü uzatmayı başarmıştır.

Bu dönem sadece toprak kayıplarının değil; aynı zamanda anayasa, parlamento, modern ordu, telgraf, demiryolu ve gazete gibi modern kavramların Osmanlı hayatına girdiği sancılı bir "Kabuk Değiştirme" dönemidir.

1. Nizam-ı Cedid: İlk Köklü Reform Hareketi (1789-1807)

Osmanlı devlet adamları, 18. yüzyılın sonlarında artık Avrupa’nın askeri üstünlüğünü kesin olarak kabul etmişti. III. Selim, bu gidişatı durdurmak için tahta çıkan en radikal padişahtı.

2. II. Mahmut: İmparatorluğun İkinci Kurucusu (1808-1839)

Alemdar Mustafa Paşa’nın müdahalesiyle tahta çıkan II. Mahmut, Osmanlı tarihinin en büyük inkılapçısıdır. Devleti merkezi bir yapıya kavuşturmak için acımasız ve kararlı adımlar atmıştır.

3. Tanzimat Dönemi: Osmanlıcılık ve Hukuk Devleti (1839-1876)

II. Mahmut’un ölümüyle tahta geçen Sultan Abdülmecid, babasının reformlarını kurumsallaştırdı. Bu dönem, "Osmanlıcılık" (Din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin herkesi Osmanlı vatandaşı sayma) fikrinin devlet politikası olduğu dönemdir.

Tanzimat Fermanı (1839)

Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkı’nda okundu.

Kırım Savaşı (1853-1856)

Rusya’nın "Hasta Adam"ın mirasını paylaşma isteği ve Kutsal Yerler sorunu nedeniyle çıktı. Osmanlı; İngiltere, Fransa ve Piyemonte’nin (İtalya) desteğini aldı.

Islahat Fermanı (1856)

Paris Antlaşması öncesi Batı’nın desteğini sürdürmek için ilan edildi. Gayrimüslimlere çok geniş haklar (devlet memuru olma, il genel meclisine üye olma, bedelli askerlik, okul ve banka açma) verildi. Bu durum Müslüman halkın tepkisini çekti ve toplumsal ayrışmayı hızlandırdı.

4. I. Meşrutiyet ve İstibdat Dönemi (1876-1909)

Tanzimat döneminde yetişen "Genç Osmanlılar" (Jön Türkler), devletin kurtuluşunun meşrutiyet (anayasal monarşi) ile olacağına inanıyordu. Baskılar sonucu II. Abdülhamid, anayasayı ilan etme sözüyle tahta çıktı.

II. Abdülhamid ve İstibdat (1878-1908)

Savaşın getirdiği yıkımı bahane eden II. Abdülhamid, meclisi kapattı ve yönetimi tamamen Yıldız Sarayı’nda topladı.

5. İttihatçılar, Savaşlar ve Yıkılış (1908-1918)

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin baskısıyla 1908’de II. Meşrutiyet ilan edildi ("Hürriyetin İlanı"). Ancak beklenen huzur gelmedi, aksine kaos başladı.

I. Dünya Savaşı: Sonun Başlangıcı (1914-1918)

Kaybedilen toprakları geri alma ümidi, Alman hayranlığı ve siyasi yalnızlık Osmanlı’yı Almanya safında savaşa sürükledi.

6. FİNAL: Ateşkes ve İşgal (1918-1922)

Almanya’nın yenilmesiyle Osmanlı da mağlup sayıldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun hikayesi burada biterken, onun küllerinden Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti doğuyordu