Bir Çınarın Doğuşu: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi ve Siyasi Gelişmeler (1299 - 1453)
Tarih sahnesine mütevazı bir Türkmen beyliği olarak çıkan Osmanlılar, kısa sürede uyguladıkları askeri stratejiler, iskan politikaları ve adaletli yönetim anlayışıyla üç kıtaya hükmedecek bir imparatorluğun temellerini attılar. Söğüt’te dikilen bu fidanın, gölgesi Viyana kapılarına kadar uzanacak bir çınara dönüşmesinin hikayesi, sadece Türk tarihinin değil, dünya tarihinin de en önemli kırılma noktalarından biridir.
1. Kökler: Kayı Boyu ve Anadolu’nun Durumu
yüzyılın sonlarına gelindiğinde Anadolu, siyasi bir kaos içindeydi. Moğol (İlhanlı) baskısı altında ezilen Anadolu Selçuklu Devleti gücünü kaybetmiş, Anadolu coğrafyası birbirinden bağımsız hareket eden "Beylikler Dönemi"ne girmişti.
Oğuzların Bozok koluna mensup Kayı Boyu, Moğol istilasıyla batıya göç ederek önce Ahlat yöresine, ardından Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından bir uç bölgesi olan Söğüt ve Domaniç havalisine yerleştirildi. Burası Bizans sınırında, "Gaza" yapmak için en elverişli coğrafyaydı.
2. Osman Gazi Dönemi: Beylikten Devlete İlk Adım (1281-1324)
Ertuğrul Gazi’nin vefatından sonra boyun başına geçen Osman Bey, babasından devraldığı bayrağı çok daha ileriye taşıdı. Dönemin ünlü tarihçilerine göre Osman Bey, sadece bir savaşçı değil, aynı zamanda siyasi bir dehadır.
Bağımsızlık: 1299 yılı geleneksel olarak kuruluş tarihi kabul edilse de, ünlü tarihçi Halil İnalcık, Osmanlı'nın gerçek bir devlet olarak tarih sahnesine çıkışını 1302 Koyunhisar (Bapheus) Savaşı olarak işaret eder. Bu savaşta Bizans tekfurları ordusu ilk kez düzenli bir şekilde mağlup edilmiş ve Osman Bey'in şöhreti tüm Anadolu'ya yayılmıştır.
Fetih Politikası: Osman Bey, doğrudan kalelere saldırmak yerine onları abluka altına alarak ekonomik olarak yıpratma stratejisi izledi. Karacahisar, Yarhisar, Bilecik ve İnegöl bu dönemde fethedildi.
İlkler: İlk Osmanlı parası (bakır) bu dönemde basıldı ve ilk kez "Kadı" tayini yapılarak adalet sistemi kuruldu.
3. Orhan Gazi Dönemi: Devletleşme ve Teşkilatlanma (1324-1362)
Osman Bey’in "Bursa'yı aç, gülzar yap" vasiyeti üzerine tahta geçen Orhan Bey, beyliği gerçek manada bir devlete dönüştüren isimdir.
Bursa’nın Fethi (1326): Uzun süren kuşatma sonunda Bursa fethedildi ve başkent yapıldı. Bu, Osmanlıların göçebelikten yerleşik imparatorluk kültürüne geçişinin simgesidir.
Rumeli’ye Geçiş: Osmanlı tarihinin en stratejik hamlesi bu dönemde yapıldı. Bizans’taki taht kavgalarına müdahil olunması karşılığında Gelibolu yarımadasındaki Çimpe Kalesi (1353) üs olarak alındı. Bu, Türklerin Avrupa kıtasına kalıcı olarak ayak bastığı ilk noktadır.
İlk Düzenli Ordu: Gönüllü birliklerin yetersiz kalması üzerine "Yaya ve Müsellem" adıyla ilk düzenli ordu kuruldu.
Divan Teşkilatı: Devlet işlerinin görüşüldüğü Divan-ı Hümayun kuruldu, vezirlik makamı oluşturuldu.
4. I. Murad (Hüdavendigar) Dönemi: Balkanların Fatihi (1362-1389)
Orhan Gazi’nin oğlu Murad Hüdavendigar, babasının açtığı Rumeli kapısından Balkanların derinliklerine doğru ilerledi.
Sazlıdere Savaşı ve Edirne (1363): Bizans ve Bulgar kuvvetleri mağlup edilerek Edirne fethedildi ve başkent yapıldı. Başkentin Avrupa’ya taşınması, Osmanlı’nın yönünün Batı olduğunun en net kanıtıydı.
Sırpsındığı Savaşı (1364): Papa’nın kışkırtmasıyla kurulan ilk Haçlı ittifakı, Hacı İlbey komutasındaki Osmanlı öncüleri tarafından gece baskınıyla imha edildi.
I. Kosova Savaşı (1389): Haçlı ordusu ile yapılan ilk büyük meydan savaşıdır. Osmanlı ordusu, top sesleriyle düşmanı ürküttüğü bu savaşta kesin bir zafer kazandı. Ancak Sultan Murad, savaş meydanını gezerken bir Sırp askeri (Miloş) tarafından şehit edildi.
Sistem Değişikliği: "Ülke hanedanın ortak malıdır" anlayışı yerine "Ülke padişah ve oğullarınındır" anlayışı getirilerek merkezi otorite güçlendirildi. Yeniçeri Ocağı ve Tımar Sistemi bu dönemde sistemleşti.
5. Yıldırım Bayezid Dönemi: Zafer ve Yıkım (1389-1402)
Ordusunun başındaki hızı ve atikliği sebebiyle "Yıldırım" unvanını alan I. Bayezid, İstanbul'u kuşatan ilk Osmanlı padişahıdır.
Niğbolu Zaferi (1396): Avrupa’nın en seçkin şövalyelerinden oluşan devasa Haçlı ordusu, Tuna nehri kıyısında imha edildi. Bu zafer üzerine Abbasi Halifesi, Bayezid’e "Sultan-ı İklim-i Rum" (Anadolu Diyarının Sultanı) unvanını verdi.
Anadolu Türk Birliği: Yıldırım, Anadolu beyliklerinin çoğunu ele geçirerek Türk siyasi birliğini büyük ölçüde sağladı.
Ankara Savaşı (1402): Doğudan gelen Timur tehlikesi ile Osmanlı karşı karşıya geldi. İki Türk hükümdarın Ankara Çubuk Ovası’ndaki mücadelesini Timur kazandı. Bayezid esir düştü, Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirdi.
6. Fetret Devri ve Çelebi Mehmed (1402-1421)
Ankara Savaşı’ndan sonra Yıldırım’ın oğulları (İsa, Musa, Süleyman ve Mehmed) arasında 11 yıl süren taht kavgaları dönemi (Fetret Devri) yaşandı.
Devletin İkinci Kurucusu: Kardeşlerini bertaraf ederek birliği yeniden sağlayan Çelebi Mehmed (I. Mehmed), Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu olarak kabul edilir. Yıkılmak üzere olan devleti toparlamış ve kaybedilen toprakların bir kısmını geri almıştır.
7. II. Murad Dönemi: İstikrar ve Hazırlık (1421-1451)
Çelebi Mehmed’in oğlu II. Murad, alim, şair ve barışçıl bir padişah olmasına rağmen, gerektiğinde kılıcını en iyi kullanan komutanlardan biriydi.
Varna (1444) ve II. Kosova (1448) Savaşları: Macarların öncülüğündeki Haçlı orduları her iki savaşta da ağır yenilgiye uğratıldı. Özellikle II. Kosova zaferi ile Türklerin Balkanlardan atılamayacağı kesinleşti.
Fatih’e Bırakılan Miras: II. Murad, oğlu II. Mehmed’e (Fatih) güçlü bir ordu, dolu bir hazine ve sınırları güvenli bir devlet bıraktı.
Sonuç: 1299'da bir uç beyliği olarak başlayan serüven, 1451 yılına gelindiğinde İstanbul'u fethedecek güce erişmiş bir devlete dönüşmüştü. Kuruluş dönemi, sadece toprak kazanımı değil; Enderun mektebi, Yeniçeri ocağı ve Tımar sistemi gibi kurumların inşasıyla "Osmanlı Medeniyeti"nin filizlendiği bir dönemdir.