Atatürk’ün din düşmanı olduğu yönündeki iddialar Türkiye’de uzun yıllardır tartışılıyor. Ancak bu iddialar tarihî belgeler, resmî kayıtlar ve Atatürk’ün kendi sözleriyle karşılaştırıldığında gerçeği yansıtmıyor. Bu yazıda, iddiaları bir kenara bırakıp gerçeğin ne olduğunu belgeler aracılığıyla ortaya koyuyoruz.
Atatürk’ün temel hedefi, dine ya da dindarlara karşı çıkmak değildi. Onun karşı olduğu şey, dinin siyasetin bir aracı haline getirilmesi ve halkın inanç duygularının tarikatlar, şeyhler ve çıkar çevreleri tarafından sömürülmesiydi. Bu yaklaşımı en açık şekilde Nutuk’ta dile getirir ve “Din bir vicdan meselesidir” diyerek inancın kutsallığını vurgular.
(Kaynak: Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, 1927)
Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulması, Atatürk’ün dine düşman olmadığının en güçlü göstergelerinden biridir. Bu kurumun amacı, din işlerini devletin güvence altına almak, sahte dini otoritelerin halk üzerindeki etkisini kırmak ve din hizmetlerini düzenlemektir.
(Kaynak: 3 Mart 1924 – Diyanet İşleri Teşkilat Kanunu)
Aynı yıllarda Atatürk, Kur’an’ın Türkçe meal ve tefsir çalışmasını başlattı. Elmalılı Hamdi Yazır’a verilen bu görev, halkın dinini doğrudan anlamasını sağlamak içindi. Atatürk ayrıca hutbelerin halkın anlayacağı dilde okunmasını istedi ve cami onarımları yapılmasını destekledi.
(Kaynak: Elmalılı Hamdi Yazır – Hak Dini Kur’an Dili, 1925–1932)
Din alanındaki bir diğer önemli düzenleme ise tekke ve zaviyelerin kapatılmasıdır. Bu karar, dinî kurumların siyasete yön vermesini ve halkı sömürmesini engellemek için alınmıştı. Atatürk bu konuda çok açık konuşur:
“Efendiler ve ey millet! Tarikatlar ilmî ve gerçek bir tarikat olamaz; cehalet yuvası haline gelmiştir.”
(Kaynak: Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt 2)
Atatürk dönemindeki 1924 Anayasası düzenlemeleri de dini, devletin baskı aracı olmaktan çıkarma amacını taşır. Din ile devlet işlerinin ayrılması, her iki alanı da korumak içindir.
(Kaynak: 1924 Anayasa Komisyonu Raporları)
Atatürk’ün yakın çevresinde bulunan Kılıç Ali, Afet İnan ve Falih Rıfkı Atay gibi isimlerin hatıraları da onun dine karşı değil, dini kötüye kullananlara karşı olduğunu teyit eder.
(Kaynak: hatırat eserleri)
Tüm bu belgeler ışığında net olarak görülüyor ki:
Atatürk din düşmanı değildi.
Atatürk’ün mücadelesi dine değil; dinin istismar edilmesine, halkın duygularının sömürülmesine ve din kisvesi altında siyaset yapılmasına karşıydı.
• Mustafa Kemal Atatürk – Nutuk (1927)
• 3 Mart 1924 – Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Kanunu
• Elmalılı Hamdi Yazır – Hak Dini Kur’an Dili (Meâl ve Tefsir Projesi)
• Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri – Cilt 2
• 1924 Anayasası ve Hazırlık Komisyonu Raporları
• Kılıç Ali – Atatürk’ün Hususiyetleri ve İnkılapları
• Afet İnan – Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
• Falih Rıfkı Atay – Çankaya