Fatih Sultan Mehmet Hristiyan mıydı?
Fatih Sultan Mehmet Hristiyan mıydı?
Son yıllarda bazı popüler isimler, tarih konuşmayı “tarih bilmekle” karıştırıyor.
Jeolog Celal Şengör, çeşitli programlarda Fatih Sultan Mehmet’in “aslında Hristiyan olabileceğini” ima etti.
Bu iddia, kulağa ilginç geldiği için sosyal medyada hızla yayıldı.
Ama tarih, sansasyona değil belgeye bakar.
Şengör ve benzerleri, Fatih’in:
Batı düşüncesine ilgisini,
Antik Yunan filozoflarını okumasını,
İtalyan sanatçıları sarayında ağırlamasını,
Rönesans etkisine açık olmasını
birer “Hristiyan eğilimi” gibi yorumladı.
Oysa bunların hiçbiri dini aidiyetin kanıtı değildir.
Fatih, çağının en ileri zekâsına sahip bir hükümdardı; dinini değil, bilgiyi sınır tanımaz biçimde arıyordu.
Tüm fermanları besmeleyle başlar:
“Ben ki, Sultan-ı İklim-i Rum, Sultan Mehmed Han bin Murad Han, Allah’ın yardımına muhtaç kuluyum…”
Bir Hristiyan, İslamî unvanla hüküm süremezdi.
Bu belgeler hâlen Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde mevcuttur.
Fatih’in kurduğu camiler, medreseler ve imaretler için hazırlanan vakfiyelerde
“Allah rızası için” ibaresi yer alır.
Örneğin Fatih Camii Vakfiyesi, açıkça şu cümleyi taşır:
“Bu hayrat, din-i mübin-i İslam’ın izzeti için bina edilmiştir.”
Hristiyan birinin kendi parasıyla İslam’ın izzeti için cami yaptırdığını iddia etmek tarihî mantığa terstir.
Fatih’in vasiyetinde Kur’an okunması, fakirlere yemek dağıtılması, camilerde dua edilmesi şartları bulunur.
Bu, bir Müslüman sultanın son emridir.
Hristiyan olsaydı, İncil okunsun derdi, değil mi?
Fatih’in İtalyan ressam Gentile Bellini’yi sarayına çağırması,
Yunan felsefesiyle ilgilenmesi ya da Bizanslı bilginlerle tartışması,
Hristiyanlığa yönelmek değil, bilgiye hükmetmek isteğiydi.
Çağının Batı’sı bilimde öndeydi; Fatih bu birikimi Osmanlı’ya taşımak istedi.
Bu yüzden bazı Avrupalı tarihçiler onu “Doğunun Rönesans hükümdarı” olarak tanımlar.
Alan dışı yorum: Şengör bir jeologdur, tarihçi değil.
Akademik metodolojisi tarihsel belge okumaya değil, jeolojik katman analizine dayanır.
Kanıtsız iddia:
Ortada tek bir belge, mektup, tanıklık ya da çağdaş kayıt yoktur.
Sadece “Batı kültürüne ilgisi vardı” gözlemi üzerinden çıkarım yapılmıştır.
Bu, bilimsel bir iddia değil, yorumun kılığına girmiş dedikodudur.
Tarihsel bağlamın yok sayılması:
15. yüzyılda bir Osmanlı padişahının Hristiyan olup tahta kalması imkânsızdı.
Bu, hem dinî hem siyasi açıdan bir “intihar” olurdu.
Halil İnalcık – Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar
Franz Babinger – Mehmed the Conqueror and His Time
Kritovulos – History of Mehmed the Conqueror
İlber Ortaylı – Osmanlı’yı Yeniden Keşfetmek
Selim Deringil – Osmanlı İdaresinde Din ve Siyaset
Bu eserlerin hiçbiri Fatih’in Hristiyan olduğuna dair tek bir cümle dahi içermez.
Aksine, hepsi onun dindar ama entelektüel bir hükümdar olduğunu belirtir.